Ağustos böceklerinin sesi eşliğinde, mis gibi begonvil kokan serin havayı içime çekiyorumm...Aslında kokan begonvil mi bilemiyorum yani begonvil kokmaz benim bildiğim ama harika bir çiçek kokusu var, etraf da begonvil dolu tabii ki..Odur herhalde kokan...Azıcık esiyor geceleri, zaten hiç bunalmıyor insan enteresan bir şekilde öğle sıcağı bile olsa..Üstüme ince hırkamı giydim, oturdum yıldızların altında balkona oooh şahane valla..Burası begonvillerden de anlaşılacağı üzere Bodrum efendim..ama sizin o bildiğiniz Bodrum değil. İyi ki de değil.
Burası Bodrum'un yerlilerinin oturduğu (yani yazlık ortamı değil, "yerli" kelimesi biraz taş devri gibi oldu eheh), komşuların samimi olduğu, önünde şahane bir mandalina bahçesi olan ve geceleri mükemmel bi sessizliğe gömülen Turgutreis...Bodrum'a eğlenmek amaçlı gelen kimse Turgutreis'i sevmez. Haklıdırlar da çünkü burda ancak 3. sınıf barlara gidebilirler. Valla ben erken mi babaanne oldum bilemiyorum ama bayılıyorum buraya ve sessizliğine.
Saat 00.14..Şuan sadece ağustos böcekleri en önemli görevlerini yapmakta ve beni mest etmekteler. Bir de yoldan geçen arabaların çıkarttığı, böle mıcırlı yoldan çıkan bi ses varya o benim çok hoşuma gider nedense, o hakim sokağımıza. Bi de klavye tıkırtısı.. Huzur :)
Fotoğrafta gördüğümüz Akyarlar Balmahmut'un orasıdır efendim, bizzat kendim çektim..Çalışanlardan özür diliyorum bu terbiyesizliğim için evet :)
İyi çalışmalaaar...kihkihkih
0 yorum:
Yorum Gönder